Şu an elli yaşında üç çocuk annesiyim. 18 yaşında evlilik hayatına başlamak durumunda kaldım, ilk kızımı kucağıma aldığımda 20 yaşındaydım. Evlilik hayatım hiçbir zaman tam anlamıyla başarılı olamadı, özellikle eşim de ben de gençken, hayli zor bir evliliğimiz vardı ve o zamanlar için de boşanmak gibi bir durum zaten yoktu. Evlendiğimizde çocukluktan yeni yeni çıkıyorduk ve ikimizde zannedersem tam olarak evlenmeyi isteyemiyorduk. Bir şekilde devam eden evliliğimizde ikinci çocuğa on sene sonra cesaret edebildim. Şu an, en küçüğü 20 yaşında olmak üzere, üç kızım var. İkisi üniversitede, diğeri de meslek sahibi, evli ve çocuklu. Artık anaanneyim de yani. Eşimle asla olamadığımız kadar iyiyiz artık. Ve ben, hayatım ilk kez gerçek manasıyla iyiye giderken, bunalıma girdim. Saçmaydı biraz zira yaşadığım çok daha kötü olaylarda dahi bunalıma girmemiştim. İnsan, yaşarken pek anlayamıyormuş. Kim bilir gençlik, cehalet belki de. Umarsızlık. "Yokmuş gibi davranınca yok olacağı inancı" ile, çevremdekileri, kızlarımı, kardeşlerimi, en çok da kendimi kandırırken; en sonunda kızlarımın zorlamasına dayanamayarak ve pek de istemeyerek doktora geldim. Bu kadar memnun kalacağımı bilsem çok daha erken gelirdim. Hangi olaylar karşısında aslında ne hissettiğimi, affedebilmeyi, cesareti, sorunların üzerine gitmeyi, sorunlarımı dillendirebilmeyi, rol yapmamayı öğrendim sanırım. Doktor beyin hissiyatı, çalışma şekli gerçekten etkileyici. Eğer sorunlarınız varsa; ertelemeyin, küçük görmeyin, değersizleştirmeyin, uzman yardımı almaktan çekinmeyin. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Hasta